27 Aralık 2011 Salı

ho ho ho!


Yaslandirma teknigiyle noel babayi buldum!bilin bakalim kimmis!!Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri...

Bazilari komik olmak icin kendini yirtadursun, aramizda ne cevherler varr ne cevherler!haber kisa, kisa ama bombastic semi-fantastik ögeler iceriyor

. Buyrun okuyun hepsini kopi-peystliyorum:

Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri, yılbaşı eğlencelerinin "kültürümüzde bulunmadığını" belirterek "Noel Baba" için de ilginç bir değerlendirmede bulundu.

Yeniçeri, "Noel baba diye birisi yoktur. Aziz Nicholaos diye biri var ama bu uyduruk bir kişidir. Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi" dedi. İşte Yeniçeri'nin o sözleri:

"Hıristiyanlık’tan gelen bir etkinliği kutlarsak, onlara benzemeye çalışmış oluruz. Dolayısıyla onlar gibi bir yaşantı ortaya çıkar. Biz, neden onlar gibi yaşayalım ki? Onlar bizim gibi yaşıyorlar mı? Biz Noel’i Hıristiyan aleminden ithal etmişiz. Noel, bizim bayramımız değil. Kişi, ’Hıristiyan gibi yaşayayım’ derse, bu tehlikeli olur. Ama ’Millet eğleniyor, ben de eğleneyim’ diyorsa, eğlencenin mahiyetine göre değişir. Eğer içkili, şaraplı eğlence yapılıyorsa, günahkar olur."



NİYE BACADAN GİRİYOR!

Noel baba yaşamış mı, yaşamamış mı belli değil. Bir yer söyleniyor ve orada yaşadığı ifade ediliyor. Ama Hıristiyan aleminin çıkardığı bir şahsiyettir.

Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi. Biz de kapıdan giriliyor. Kuran-ı Kerim’de; ’Evlere kapıdan girin’ diyor. Neden bacadan giriyor ki?"

http://www.haberturk.com/polemik/haber/700772-noel-baba-d

ogru-durust-biri-olsaydi

saka yaptigimi sandiniz di mi, ama bakiniz linki de mevcut!boyle bi adam gercekten yasiyo!bu cumleleri kuran, bu dediklerinin mantikli oldugunu dusunen ve ustune ustluk bunu halkla paylasmaktan hic beis duymayan suleyman aga kesan muftusu. Devletin atadigi bi meeeeemur kisi. Bu adami devlet yeterli gorup muftu yapmis, bilirkisi yapmis. Allahaskina su adamin dedigini ciddiye alan biri varsa acikca kendisine bildiriim: sende findik kadar beyin yok ustam!cumle cumle, ilmek ilmek irdelicem bu demeci, tutamiyorum kendimi..

Noel baba diye birisi yoktur. Aziz Nicholaos diye biri var ama bu uyduruk bir kişidir.”

Oncelikle Nicholas yazmaya calisip yazamayan arkadasa burdan sevgilerimi yolluyorum. Muftumuz nikolasin hayatini arastirmis, bilimsel verilere ulasamadigindan olsa gerek kendisinin “uyduruk”luguna karar vermistir. Adamin bazilikasi, mezari varmis falan onemli degil. Adam uyduruk beyler, dagilin.

“Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi” su an yuzumu gorebiliyo olsaydiniz, gozlerimden akan “saka mi gercek mi” saskinligini benle paylasirdiniz sevgili okuyanlar. Bu akil karistiran, paradokslara yol acan bilgi poturcugunu ayni ciddiyetle karsiliyor ve muftumuze soruyorum: geceleri kapini acik biraktin da adam ordan girmedi mi?sen kapini kilitlersen adam da bi yerden, bacadan pencereden nerden olursa girer pasam!yaa yaa, hic dusunmemistin di mi sulo bunu?bu aksam kapini acik tut, kimler gelir kimler bak bakalim.

"Hıristiyanlık’tan gelen bir etkinliği kutlarsak, onlara benzemeye çalışmış oluruz. Dolayısıyla onlar gibi bir yaşantı ortaya çıkar. Biz, neden onlar gibi yaşayalım ki? Onlar bizim gibi yaşıyorlar mı?” yine sulo, yine zeka piriltilariyla bezenmis cumleler. Yeni nesil memurlar, milletvekilleri hep ayni system calisiyo. Adamlar duz mantik. Bunu yaparsam bu olurum. Hiristiyan etkinligi kutlarsak onlara benzemeye calismis oluruz. Hi hi evet, oluruz. Peki sulo, sorum sana, “onlar” (siz-biz-onlardan olusan sakirt dunyasi) bizim gibi yasasa, o zaman sorun ortadan kalkar mi?yani onlar oruc tutsa mesela, ben yeni yili kutlayabilir miyim?onlar bunlar sunlar yeni nesil devlet politikamiz. Bizden olmayani sevmeyiz biz haa!!ona goree!!bizden olmayan herkes: put it in your appropriate place!

“Biz Noel’i Hıristiyan aleminden ithal etmişiz. Noel, bizim bayramımız değil. Kişi, ’Hıristiyan gibi yaşayayım’ derse, bu tehlikeli olur. Ama ’Millet eğleniyor, ben de eğleneyim’ diyorsa, eğlencenin mahiyetine göre değişir. Eğer içkili, şaraplı eğlence yapılıyorsa, günahkar olur."

simdi yanlis biliyosam duzeltin, biz noel kutluyo muyuz ki lan?ben 24-25 aralikta kapali olan tukkan, isyeri gormedim. Hic bi camide vaaz duymadim isa icin. Biz noel kutlamiyoruz ki!yeni yili kutluyoruz. Yeni yil geldi diye falan. Ha burda bi noel baba figure, agac, hediye neden bu kadar rahatsiz ediyo bu badem biyikliyi anlamadim. Sanirsam aciklama su: Eğer içkili, şaraplı eğlence yapılıyorsa, günahkar olur. Benim derdim seni mi gedi muftu?nerde islam hosgorusu? Bi de biz muslumanlar olarak hazreti isanin varligina inanmiyo muyuz?inaniyoruz!e o zaman dogumgununu kutlasak bile cok abes olmaz?dersem heralde sulo kalpten gider..

“Noel baba yaşamış mı, yaşamamış mı belli değil. Bir yer söyleniyor ve orada yaşadığı ifade ediliyor. Ama Hıristiyan aleminin çıkardığı bir şahsiyettir.” Neden bacadan giriyor ki?" bi yerde yasiyo diyolar, belli degil ama..bekliyosunuz ki bu amadan sonra bi aciklama gelsin degil mi?cunku ama baglactir, onceki cumleyi sonrakine baglar. Sulo ne diyo geli okuyalim: bi yerde yasiyo diyolar, belli degil ama hiristiyanlarin cikardigi bi sahsiyettir!!sulo orda takili kalmis, ben sende tutukli kaldim hiristiyan alemi!!noel babanin yasadigi belli olsa da onemli olmazdi sanirim ne de olsa hiristiyan icadi!ama hiristiyan rerörörörö nedir lan?cumlelerarasi baglantiyi kacirmis sulo. Belli ki sinirli noel babaya. Ne alip veremedigi var bilemiyorum ama noel baba gavur icadi. Hahah aciklama beklediniz benden ama bulamadiniz di mi amadan sonra!suloladim sizi!!

“Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi. Bizde kapıdan giriliyor. Kuran-ı Kerim’de; ’Evlere kapıdan girin’ diyor.” Daha once sana senin zeka seviyenle elestirimi yapmistim sulo bu kapi/pencere olayiyla ilgili tekrarlamicam kendimi. “bizde” (yine siz biz hesabi, yapma sulo, bunu yapmaa) kapidan girilmesi kuranda yazmasindan dolayi mi yoksa lan?kuranda boyle bi ayetin olmasi cok garip. Kapi diye bisey var, belli ki kuranda yazdigi icin kapiyi eve girmek/cikmak icin kullaniyoruz..kurandan oncekiler kapiyi napiyodu acep?duvarda anlamsiz bi delik olarak kapi..bu museviler, hiristiyanlar, hatta ateistler neden kapiyi kullaniyo lan o zamann!!layynn??!!yoksa hersey bi israil oyunu mu??kesin ulusalcilarin isi bu kapi ben size diim..bu ayete takilana kadar kuranin en anlamli ayetlerinden “oku”da zaman harcasaydin sulo. Okusaydin sulo, cok okusaydin. Sadece ezberlemeseydin sinavlardan once, biraz da okuyup okudugunu anlayabilseydin keske. Bazen bazi insanlardan beklentilerim cok yuksek oluyo, tutamiyorum kendimi..

yeni yilini kutluyorum sulo, herkesin yeni yilini kutluyorum. Hem de gobegimi hoplata hoplata, ho ho hooo diye!!noel babayim olm ben, cok alindim dediklerine..seni yaramazlar listesine aldim, bacadan bile girmem senin evine artik..


Utaniyorum!

Sevgili istanbullular, size istanbuldan seslenmenin tatli gururunu yasiyorum su an. Takribi 3 saat once geldim. Evdeyim, ablamin isten cikmasini bekliyorum. Bu sirada televizyona bakiim dedim. Iste bu geri dönulmez karar yuzunden utanclar icerisindeyim su an. O kadar utaniyorum ki bunu birileriyle paylasmak icin ablamin gelmesini bekleyemedim.

Utancimin kaynagi televizyondaki programlar sevgili okuyanlar. Once sihirli annem, sonra yok boyle dans simdi de arka sokaklar..derin duygular besliyorum hepsine karsi..

Olacak o kadarla buyuyen bi neslin cocugu olarak piyese doymus bi bunyeyim efem. Hayat dersi dolu, bol göndermeli, oyunculugun simdiki dizilere kiyasla cok daha iyi oldugu o skeclerden beter bi dizi sihirli annem. En son gordugumde dudu nevra serezliydi, simdi degismis, betusten genc birini dudu diye getirmisler. Biri dedigim de sanirsam ruhsarin reyhani (ah bu dediklerimden yeni nesil hic bisey anlamadi!)10 dakika izledim onda da kiz cocuklarini okutmakla ilgili betusten herkesin suratina tokat gibi inen bi hayat dersi dinledim. Yasli adam, kizlarini calistirmak istemedigi icin kendi calismak istiyo. Once kizlar calismaz bizde diyo, betusun “nee kizlar calismaz mi??bu nasil dusunce?eger kizlarini calistirsaydin simdi onlar sana bakiyo olurdu amca tamam miiaaa?!” seklinde ilkokul 5 seviyesinde dersinden sonra imana gelen amca “simdiki aklim olsa okuturdum da calistirirdim da” diye cark etti. Betus kadar hizli bi sekilde insana ders veren birini gormedim ben. Ama yakinda betus karakteri de degisebilir. Hatta tamamen gidebilir diziden. Taciyi terrier oynayabilir. Tum kadro degisebilir, yokolabilir, “zamani geri aldik, hafizalarini sildik” aciklamasiyla yepyeni bi dizi yapabilirler. Isabet olur. Vallahi. Kimse sikayet etmez.

Yok boyle dans mi ne ona cok kisa baktim. Burcu esmersoyun robokop kivamindaki “cool”lugu kendisinin “diideeemm dideemmmm” esliginde bi elin parmaklarini buzup acik olan diger ele vurmak suretiyle tempo “tutamamasi”ni unutturmayacaktir. Nezin saclarinin cirkinligi, azra akinin deniz ugurdan birebir kopyaladigi kiyafetini gölgesinde kaliyo. Bu arada azra akinin bilirkisi havalari ne oyle yahu?dansi kendi icat etmis gibi bi havasi var. azra akinin juri oldugu bi dans yarismasinda yarismaci olacak insan bence nez, hakan peker falan olmaz da ne biliim daha bi danstan kopuk, bilgiye daha muhtac bi kisi olur. Esra-ceyda kardesler olabilir, ferhat guzel olabilir, ne biliim hande yener olsun bence, kadincagiz yillardir ogrenemedi dans etmesini bi faydasi olur. Tam kanali degistiriyodum ki senol ipegi gordum dans ederken. Senol ipek unlu bile sayilmaz o neden burda ki diye dusundum. Sonra senol ipek adini hatirliyo olmama sasirdim ve kanali degistirdim. ne unluler unlu yarismada, ne juri juri. Bundan para kazanana lanet olsun!hatta aralarinda unlu olmayan bi kiz bile var bu ne bohemiye yahu!

Son olarak yillarin –maalesef- eskitemedigi arka sokaklar. Yan oyuncularin “oyunculugu” okullarda ders olarak gösterilmeli. Sadece yan oyuncular olsa iyi, 100 kisilik basrol kadrosunu toplasaniz bi oyuncu etmez yeminle. Bi riza baba yillarin emekcisi. O da davudi sesiyle iyi oyuncu sifatini hakediyo, yoksa sesiyle dövebilir beni. Sevket coruhtan soyle bi replik duydum daha da acisi “bunu yapan insan olamaz anca hayvan olur. Hayvanlari oldurmenin cezasini da paraya ceviriyolar. Gel de bu insanlari oldurme simdi haksiz miyim savci bey” ulan bu ne be?!hayvanlara eziyete nasil olsa ceza yok, bizi izleyenler iciniz rahat olsun, pitbulunuzu kedilerin ustune salmak, olmadi tekmelerinizle kafasini ezerek oldurmenin cezasi para sadece demek gibi bisey bu. Ben bunu duyunca bunu yapan insan olamaz mesaji almadim yani bunu demeye calisiyosaniz. Bu herifi oldursem para cezasiyla yirtarim adam nasil olsa hayvan diyolar, hayvanlari oldurmek kolay cunku. Basit. Cezasiz. Kimsenin ici acimaz hayvan tepiklerken. Degistiriyodum ki kanali gamze ozcelik dudaklarini sisire sisire “allah belani versin, belani versin anliyo musun, belani versin” diye hoykuruyodu. Iyi be dedim, anladik, kes!televizyonu hepten kapamayi dusundum. Kapamamla bi rahatlama olur dedim. Bi sessizlik, sakinlik. Ben oyle “ayy televizyon zaman kaybiiii hic izlememmmm” diyen bi kisi degilim, aksine cok da severim ama anam bunlari izlersen butun gun yemen ederim beynin pekmez gibi, recel gibi olur, ekmege surup yersin iki haftaya. Icerik yok, dialoglar yerlerde, oyuncukluklar evlere senlik. Baska bi kanalda gleeyi gordum. O talebelere de ne sinir oluyorum, agizlarini burunlarini kirana kadar dovesim var. isleri gucleri itlik serserilik. Celiktepe cengizhan lisesinden arkadaslarimi toplayip basicam o okulu zaten. O zaman gorecekler kakara kikiriyi.

En sonunda ablam geldi de bitti cilem. Televizyadan bi sure hayir yok bunu anladim. Bundan para kazananlari da kutluyorum burdan.

Not. Yamuk’u unutmayalim. Kafasi ezilerek oldurulen “yamuk” kediye destek icin: imzamizi verelim: http://yamuk.org/tr.htm yamuk icin adalet, yasama hakki icin adalet efem.

31 Ekim 2011 Pazartesi

B.arınç: bir ankara selebritisi

ah sevgili okuyanlar..bi ay daha geldi geçti ömürlerden..yazın yazmak kolaydı, hem magazin haberciliği ünlüye doyuyordu hemi de benim pek işim yoktu, yazıp duruyor idim. işler güçler başlayınca ayda bir anca yazar oldum. bi de son olanlardan sonra inanın magazin takipleyecek istek kalmadı bende. ölen ölene memlekette, napiim sevgili ünlüleri..

eylül-ekimde başdöndüren bi hızla nice evlere ateş düşüren şehit haberlerinden sonra bi akşamüstü ne görelim, van yerle bir. tanıdık trajediler, bildik görüntüler. 12 yıl önce de çok yakından, adapazarından görmüştüm ben o çaresizliği, şaşkınlığı ve bilinmezliği. günlerce elektrikler gelmemişti. telefon yok, su yok. ben adapazarının merkezinden biraz uzakta, sapancadaydım o zaman. kışın kaldığımız ev yerle bir olmuştu. babam arabayla yarım saatlik sapanca-adapazarı yolunu 5 saatte gitmişti. ne yol kalmış, ne gidilecek bi şehir, o bilindik yuva. yerle bir işte. babam toz duman içinde döndü o gün. bitmiş adapazarı, dedi. gözleri bi boş bakıyo. ne yapacak şimdi?işi yıkılmış, evi yıkılmış..ne yapacak?en büyük tesellimiz ailemizden can kaybı olmamasıydı. öyle ya, 17binküsür insan bizim kadar şanlı değildi. beni bi ay sonra götürdüler adapazarına. giden arkadaşlarımın anlattığı, duvarlarından kan akan binaları, ceset kokan sokakları bi ay sonra gördüm ben. dün gibi aklımda herşey. anısı sıcak hala.

tüm bunlar aklımdan geçerek takip ettim van depremini. öyle ya, adapazarı depreminden 12 yıl geçmiş, ülkemiz artık muasır medeniyetler seviyesinde, hatta en önde bayrak tutanı olmuş, yeri geldi mı evröpaya yeri geldi mi amrikaya haddini bildiren, israilin karşısında tir tir titrediği bir süper güç değil mi?!e yıllarca deprem vergisi vermedi mi bu halk?para da destek de tam!noldu sonra peki??ne organizasyon ne yardım. tıısssss...halk kırıldı imkansızlıktan. yardım teklifleri gırla, başbakan semranım tadında diyo ki 'şu an lazım değil, lazım olunca ben sana söylerim evladım..' hatta 'ooohhh israilden yardım almadık' diyen dalyarraklar bile gördüm. mal, gerizekalı insan, sen oturduğun yerden götünü koyduğun pompiş koltuklardan klavyenden gerzeklik akıtırken insanlar ölüyo be!aynı havayı mı soluyoruz siz oksijensiz mi solunum yapıyosunuz bilemedim..kibirinize de gururunuza daa...çok şey söylerim de demicem. neyse, dedim ki başbakan yardım lazım değil diyosa demek ki hazırlıklıyız bişeyler yapıcaz bu sefer. geçen 12 yılda bişeyler öğrenmişiz.. yok annem yooookkkk!!ondan değilmiş..kendimizi denemek için yardım istememişiz!!aha!canlı tatbikat!adeta gerçek!böyle tatbikat mı olur lan?aaaa hazır deprem olmuşken dur bakalım ne kadar hazırlıklıyız görelim!??!?ilkokul çocuğu yapmaz bunu yemin ederim. bu adam hala işinde ya, ona başka yanıyo içim..çoktan atılması, hatta biraz gururu varsa istifa atmesi gerekirdi. ama bizim gururumuz anca israilden yardım almamaya kadar..99 depreminde de gururumuzu yunanlılardan kan olmayarak tatmin etmiştik. 12 yıl boyunca kafa hala aynı. hala nitrojen, hala helyum solumaya devam ediyo bazı çılgın bünyeler.

hadi tamam, başbakan da, onun bakanı da çuvalladı. ilk 24 saat bu işi kotaramadık dedi. hazır değilmişiz dedi..onu zaten farkettik biz halkın bi kısmı (tamamı değil, zira başbakan osursa alkışlayacak bi kesim olduğundan bu başarısızlık onlara pek bişey ifade etmiyo)gelelim zurnanın zort dediği yere..ankara selebritisi, meclisin en renkli siması, gül cemalli sempati güzeli bilent arınç ne dedi: İmkanlarımızın yeterli olduğu bir anda orayı daha kalabalıklaştırmak, havaalanını daha işlemez hale getirmek işimize gelmedi
ahh cannııımmmm!!işine gelmemişmişşş...nerdeyse üşendik dicek!hani nerede yeterli imkanlar?çadır yok, battaniye yok insanlar donuyo orda, hala yeterli imkan diyosun. nasıl utanmadan bunu diyebiliyo halkın vekili?!?bugüne kadar bunu sordum durdum, ama bugün çıkan haberle ne demek istediğini anladım. cevap bakan şahinden geldi. depremzedelere gelen tatlılar için 'ohh biz de bi çadırla burda mekan tutalım' iki tepsi baklava için diyo bunu..iki tepsi baklava gelmiş ya, ohh halk bayram etti di mi yaraları sarıldı!daha da devam ediyo şakacı bakan. 10 kişinin kaldığı çadırı görünce patlatıyo espiriyi: ooooooo saray gibi yerde yaşıyosunuz hiç buyur etmiyosunuz!!!şakaya gel şakayaa!!gül gül altlarım ağrıdı bilgisayar başında..ah canıımm ne de içten sevinmiş baklavalara!
kriterlerin bunlar olduğunu bilseydim barınçı eleştirmezdim hiç. verilen deprem vergileri duble yol, elektrik, baklava ve tabii ki saray yavrusu gibi çadırlara, bir başka değişle yeterli imkanlara harcanmış 12 yıldır. çok güzel çok şahane. helal olsun aldığınız vergiler!gerçekten bu harika kriz yönetimi ve şahane hazırlıklarından dolayı akp hükümeti 10 üzerinden EN AZ 8 alır, mış diyor barınç. ben onun yalancısıyım. bu rezaletten gurur duyabilmek de bi erdem. sanırsam.

başlık b.arınç diyor ama bu komedya-tragedyada emeği olan herkeşlere ithaf ediyorum bu yazıyı. deprem vergisiyle seçim yatırımı duble yol yapanlara, afet bölgesi ilan edilen van gölü sahiline neredeyse tamamı yıkılan devlet binaları yapabilenlere, istanbulun çadır ve toplanma alanlarını yarı yarıya azaltıp ağaoğlu ve toki arasında kırıştırmak suretiyle şehri avm ve gökdelen manyağı yapanlara, işine gelmediği ya da gurur yaptığı ya da gerçek bi afeti tatbikat olarak algılayıp yardımları geri çevirerek onlarca kişinin ölümüne göz yumanlara, hala yüzlerindeki burhan altıntop sırıtışını bırakmadan deprem bölgesinde şuursuzca türlü komiklikler şakalar yapanlara, bunları her gün okuyup aynı tas aynı haman hayatına devam edenlere, sizlere, bana, herkese..hepimiz ortağız bu rezalete. ve hepimiz bir gün pişman olacağız bugünkü sessizliğimize.

2 Ekim 2011 Pazar

gökten 3 elma düşmüş...

ayol zaman ne çabuk geçti de ekim geldi de mi dostlar..ben çikomüzükü yazdıktan sonra dayanamadım tatile çıktım. bayram ertesinde hem ucuzlayan fiyatları hem de insanileşen hava sıcaklıklarını değerlendirerek Fethiye'ye gittim. Ölüdeniz'in türküvaz sularını düşlerken Fethiye Körfezi'nin akarsuların karışmasıyla bi göl tadı yakalayan buz gibi sularında buldum kendimi. Çok aradığım, çok arzüladığım bu tatil adeta ilaç gibin geldi bana. Oh sefam olsun!

Dalaman'dan Fethiye'ye gitmek için pindiğimiz araçta radyö açıktı. Şarkılar hep tanıdık!Sanki hepiciği çikomüzikten alınmışçasına, arka arkaya çalıyolar!Kendimi kral top 10 gibi hissedip yersiz bi gurur duydum. sonra çıkaramadığım bi şarkı çalmaya başladı şaşırdım, kiminmiş diye pür dikkat kesildim. 'Canım aşkıııaaammm' kısmını duyunca anladım ki Bengü. Şarkıyı baştan sona neden dinleyemediğimi bir kez daha hatırladım. Sonra dalmışım, son durağa kadar şarkı markı duymadım.

Gittiğimiz yerde çevremiz adeta ruslar, incilizler ve lübnanlılarlan sarılmıştı. Hadi rusları incilizleri duyduk da lübnanlılar ne alaka yahu?arab baharından dolayı mı geldiler ki acep?yine tüm arabesklikleriyle, neredeyse bülent ersoyla yarışacak bi gösterişi kendilerine özgü bi avamlıkla harmanlayıp nargilelerini tüttürüyorlardı.

Fethiye'den sonra Istanbul'a geçtim. Geçtim ki ne göreyim!?tüm çocukluk arkadaşlarım birer ikişer yüzüklenmişler!önce bana teklif geldi, önce ben nişanlandım hararetinde -tatlı- bi rekabet de söz konusu!düğündü dernekti derken bi yılı bulur bunların vuslata varması. o zamana kadar yeni gelinler katılır mı yarışa bilmem de benim katılmayacağım gün gibi aşikar olduğundan işin sadece düğün açık büfe mi, alkol var mı/var ise sınırsız mı kısmındayım. napiim şekerim, bu da benim kutlama tarzım!

Ben yiyeceğim düğün pastalarının, içeceğim kuru pasta aromalı limonataların hayaliyle uykuya dalınca bi gaz sancısıymışçasına acı dolu röyalar gördüm efem. Ibrahim tatlısesi gördüm rüyamda. Iyileşmişti ama tipi bi acaipti. çevresindekiler 'ağır bi şey atlattı kolay değil' deyip duruyolardı, ben de sanki imparatoru daha önceden tanıyormuşçasına 'he hee tabi canım çok haklısınız' diye hak verdim herkeslere. Saba uyandım, hayırlara vesile olur inşallah dedim, pek muhterem Onur arkadaşımlan beşiktaşta kahvaltı (eski komşularımın deyişiyle kavaltı) etmek adına buluştum (gölgelerin gücü adına gibi oldu bu, neyse) Bu Onur arkadaşım, sanki 2 ay önce ayağını kırıp alçılarda cefa çeken ben değilmişim gibi beni dağlara tepelere vurdu Yıldız parkında ordan oraya tırmandırttı. bi yandan da 'açılır ayağın açılır' diyodu ben mızmızlandıkça. en sonunda, kan ter içinde oturduk kavaltı için. Röyamı anlattım, senin kıçın açıkta kalmış dedi (aslında demedi, ne dediğini unuttum, yorum yapmamış bile olabilir)Akşamına mesac bundan, ibo evlenmiş diye!meğer ben limonatalar rosto/püreler arasında ibonun evlendiği haberine nail olmuşum da habarım yok. millet sayısalın şanslı rakkkamlarını görür, bana da bu kısmet oldu. hiç bir işime yaramayacak bu bilgiyle gazetelere baktım. Perihanından, Asenasına, Idosundan deryasına hatta dansöz didem (o da estetik manyağı olmuş çok fena olmuş) herkeşler yorum yapıyo. Hatta derya hızını alamamış olacak ki, açıkça adi pislikler diyemediğinden, 'bu ayşegüllen perihanın yakınlığı ne ayol, ne abla-kardeşi?öyleyse ensest bunlar' gibi halüsınans..halüsyonk..halüsününü..öhöm-hayali tanımlamalarda bulunmuş (açıklama için yutübe gidiniz tansu çiller halüsinasyon yazınız) Bi de sitem etmiş:onlar evleniyo herkes derya tuna ne dedi peşinde. ne derya tunaymışım?!? Hemen cevap vereyim: Ibrahim tatlisesle evlenemeden 20 yıl boyunca yaşayan, çocuğunun babası, eski sevgilisi derya tunasın!sanki dış kapının dış mandalısın!bana sorsalar, durmadan benim yorumumu isteseler derim ben de 'ne çikolettaymışım lan, alakam yok herkes benim açıklamamı merak ediyo' sonra da fethiye yolunda çalan çikomüzük listesinden duyduğum yersiz gururu hissederdim. heralde sana soracaklar. adamın pekmezi beyninden aktığı daha bi yıl olmamış, üstüne senin hastanede 'bu fahişenin burda ne işi var çıkarın bunu' diye bağırdığın kadınla evlenmiş e heralde sana soracaklar!bi de bunlar çocuk yaparlarsa idoynan sen o zaman üzül deryacım. boşu boşunaa ah boşu boşunaaaaa..

Baktım düğün dernek hikayeleri gırla hemen döndüm memleketime. yine işime gücüme sarıldım. aklıma düştü en son eylül başı yazdığım. bi anda uğradığım magazinsel/dedikodusal saldırı bende başlarına yorum yapacak hal bırakmadı derken iboyla bağladık ünsüz hayatı. o da evliler sürüsüne katıldı artık. gökten 3 elma düştü, biri Perihan'a, biri Asena'ya diğeri de Derya'ya (derya, ido, pay edin annem, gökten elma düşürma hakkımız bu kadar..)

4 Eylül 2011 Pazar

çikomüzik!

Yaa sevgili okurlar, siz beni işi gücü bok atmak olan kaknem bi ünsüz mü sandınız?yooo dostum yoo, kaknem olduğum kadar san-at ve san-atçıdan da anlarım. çikomüzik'in bu ilk yayınında yazın gözdelerini değerlendireceğim.

Güney sahillerimize inmeden geçirdiğim bi yazın daha sonuna geldik. Beachlere akmadığımdan listemde bi takım eksikler, hatalar olabilir. Arkadaşlarımın tatil dönüşü, ay o biiiiçte bu çalıyo hep, ay diğerinde şu çalıyo bilgilerinden yola çıkarak hazırladım. hor görmeyin zaar beni.

hande yener&sinan akçıl-atma: hep aynı, iç bayan melodiyle giden şarkının ilk kısmını söyleyen hande yenerin kayıt sırasında sarhoş olduğunu düşünüyorum zira tüm kelimeleri azami derecede yutarak icra etmiş sanatını. sinan beyler ise sesine güvenmeyen bi yurdum evladının karaoke barlardaki çekingenliğiyle söylemiş ikinci yarıyı. klibe gelince, öyle pempe bateriynen, yeşil gitarlan yenilikçi olunmuyo be. bi de çocukcaaza bi çift papuç vermişler tüm klipte onu giymiş ama kimse dememiş ki dar paça pantolla onu giyince bacak boyun 1 metre oluyo diye. handenin altın rengi tulumundan bahsetmek bile istemiyorum. bu kadıncağız da yıllardır öğrenemedi dans etmeyi ha. yine acıklı hareketler sergilemiş. olsun. kısaca şarkı da klip de benden geçer not almadı.




mustafa sandal&gülben ergen-şıkır şıkır: şarkı isim itibariyle bana boys anıların tıpır tıpır şarkısını anımsattı. maalesef tıpır tıpır daha iyi bi şarkı. bi kere gülbenin de mustinin de sesi çok beter bunu bilmeyen yok. ikisi bi arada olunca combo olmuş. kıpır kıpır, tıkır tıkır, şıkır şıkır..güzel türkçemizdeki nadir sayıdaki 'ı'lı kelimelerden oluşturdukları bu şarkı, TDK tarafından 'türkçede ikileme' üzerine ders olarak okutulmalı. o derece. sanırım bu ikili de şarkıdan mutsuz oldular ki mahkemelik olmuşlar. nedenini okumadım merak bile etmedin laf aramızda. gülben demişken, kendisi bi de yarı cıbıldak diye albüm de çıkardı geçenlerde. 5 günde 50 000 sattı diye seviniyodu. şarkıyı dinleyince anladım ki türk milleti 5 günde 50 000 adet sağırlık vakası yaşadı. o hangi tonda söylemektir gülben. dinlemediyseniz dinlemeyin sakın, uçak düşürür cam kırar o ses. aman diim.

demet akalın-aşk: yutupta 2011 yazmasa ben bunun yeni şarkı olduğunu anlamazdım. tüm şarkıları aynı bu kadının. hatta emin değilim yeni şarkısının olup olmadığına. dinleyemedim. itiraf ediyorum. içim kaldırmadı. kafam bi dünya olsa belki. çirkin demet akalın şarkısı yoktur, az votka vardır.

Hadise-aşk kaç beden giyer: erol kösenin bi dünya reklamını yaptığı ebru yaşar, zeynep dizdar, demet akalın falan filandan 10 gömlek iyi şarkı. aşkı bilmem ama bu şarkı bı yazın şarkıları arasında en büyük bedeni giyer kanaatimce. vallahi bak. aradaki internationally known falan saçmalıkları olmasa daha iyiydi ama olsun.

Hadiseden başka bi gurbetçi kızımın atiyeye geçiyorum, bu mudur diyor budur diyorum. bu şarkıyı da beğendim. cover imiş şarkı, olsun fena değil. aslında ben hadiseyle atiyenin şarkılarını kelebeğin gecesinde dinlemiştim. atiyeyi o an beğenmiştim de hadiseninki çok uzun gelmişti bi de tuhaf tuhaf haller içindeydi, ne demek istediğini anlamaya çalışırken 2 şarkının bi arada falan olduğunu kaçırmışım. supermen diye bi şarkı da söylemiş o kötü, onu geç.

bengü-aşkım:bu kadını oldum olası sevmedim. şarkıyı 15 saniye dinlemedim, canım aşkım diye fecahat bi söz geçti hemen kapadım korktum. hala bunlar deniyo mu şarkılarda şaşırdım. bi de hala 10 tane elbise değiştirip kameraya şarkı söylemeli klip olur mu ya?paranız mı yok, yapın şöyle yaratıcı bi klip vazgeçin artık bu ben güzelim egonuzdan. heee, şarkım bok gibi bari beni izlesinler diyosan mute ile giderin olabilir. ben bilmem. bengüye kanaat kullanarak, 0.5'ten 0 veriyorum.

sevmediğim başka bi isim, ayşe özyılmazel-sabıkalı: tum klip 10 metrelik taş bi duvar önünde geçiyo ayşe ya yerde evsiz gibi oturmuş kendi şarkısında kendinden geçiyo ya da bacak boy
unu 18 metre, gövdesini 50 cm gösteren beyaz elbisesiyle arzı endam ediyo duvarın önünde. şarkı zaten berbat. klip de şarkıyı beğenmeyen bacaklarıma baksın diyo. biz de bakıyoruz. bacaklar iyi de elbise hemen memintolarda bollaştığı için beli kalın göstermiş. beline oturan bi elbise daha güzel olur kanımca. demiş miydim unuttum, şarkı berbat.

nil-hakkında herşeyi duymak istiyorum: çok akıllı bu nil ha. bi şarkıyı 3 farklı şekilde, çat pat yok cık falanla söyleyerek yazı geçirdi. hakkını vereyim, şarkı eğlenceli dinletiyo kendini. ama klipte ekzorsist gibi arabanın camından sarkmak ne kuzum?klibi izlemeyin geceleri, sadece dinleyin.
gökçe-tuttu fırlattı: bi başka cover daha. nedense klipte bi olmamışlık var. sanırım mimikli kazulet kontenjanı sıla tarafından doldurulduğu için gökçe taklit gibi kalmış. kazulet dediğime bakmayın, sıla iyidir, güzeldir. insan irisi bi hali var o kadar. gökçenin burun estetiği sılanınki kadar başarılı değil ama. şarkı da çok arabesk olmuş ama biz türkler severük arabeski.

ajda pekkan-yakar geçerim: ah divam, ah yılların eskitemediği ajdaağğm, torunun yaşındaki adamı neden koydun oraya?bak 40larında bi adamla çeksen klibi, şöyle silver fox dedikleri cinsten?ama sen de haklısın 70 yaşında böyle gözüksem ben de halkla paylaşmak isteyebilirim. şarkı bacakların kadar güzel değil ama. o eskilerin ajda pekkan şarkıları nerrreeeee bu nere. o diil de semiramis pekkanın ne güzel şarkıları vardır haa, o karanlık gecelerde olsun, senden vazgeçemem olsun. bunlar da şarkı mı bee pppöööörrrfftttt...

sezen aksu- unuttun mu beni: ajdanın dönemdaşı sezen aksu mayosuz icra ettiği bu şarkısıyla yıllar sonra bi sezen aksu şarkısını beğendirmiştir bana. güzel bu şarkı. hı hı evet.

daha bi kaç isim daha duydum ama inanın sıkıldım dinlemekten. müzük yorumculuğu da ne zor işmiş beni 2 şarkıyla afacanlar bastı, bıybıybıy neler dinliyolardır her gün allah kolaylık versin. kısaca efenim, bir yazı daha dımtıs dımtıs şarkılarla, eline saç fırçası alıp ayna karşısında kendini izlercesine kliplerle daha devirdik. güzeye inemedim diye üzülmeyelim dostlar, en azından bunlar, ve daha nicesine maruz kalmadık. 90ların popuna bir kez daha selam eder, özlendiğini hatırlatırım kendisine.bugün de bana ayrılan sürenin sonuna geldim. bir daha tekrar buluşuncaya kadar yapımda ve yayında emeği geçen herkes adına iyi günler diliyorum, esen kalın efendim.

not: bu arada güzel müziklerden derlemeler dinlemek isterseniz www.kubilayorman.com a bakınız.

25 Ağustos 2011 Perşembe

ben deli değilim, makine mühendisiyim!

Somali'de yaşananlar malumunuz. Son yılların en acı, belki en acımasız şartlarla karşı karşıya Somali. Ona buna bok atıcam diye şu satırları yazdığım dakikalarda birkaç Somalili öldü bile...İnsan üzülüyo ya, üzülüyo tabii ama bu durum ülkemizde muhteşem bi soytarılığa, dolgunca bi ranta dönüştü. Başbakan Türkiye'nin en samimiyetsiz ünlülerinden oluşturduğu grupla 'dünyanın dikkatini Somali'ye çekmek için' Mogadişu'ya gitti. Somali de sesini duyurabilmek için pek tabii ki ajdayla sertabın onlarla dans etmesini, 'yanlız' kral ND'nin çocukları kokulu kokulu öpmesini bekliyodu. Alkışlar türk heyetine.

Tamam, emineciğimiz bebekle poz verdi, başbakan çocukların kafasını okşadı, her şsey gayet iyi derken Türkiye'den kulaklarınızından beyninizin pekmezini akıtacak bi 'duyarlılık' çığlığı yükseldi: Hülya Avşar. Ben deli değiliiiiimmm!! diye bağırarak başlayan yazısında biz duyarsızlara adeta bi insanlık dersi verdi.

Yarım sayfalık yazısı sanırsam dünyanın okuması/anlaması en zor yazısı. içinde 50 kelimelik cümleler var, abartmıyorum, saydım!böyle bir bağlaç bolluğu dilbilgisi kitaplarında yoktur. Inanılmaz düşük cümlelerle adeta sudoku misali beyin cimnastiği yapıyosunuz okurken, ne dediğini anlamak adına. Ben uğraştım, anladım. Anlamaz olaydım sevgili okuyanlar. Zira duyarlılık çığlığı, duyarlılık çiğliğiymiş, bilemedim.

Hülya Avşar öncelikle çok duyarlı bi çocuk yetiştirdiğini yazıyor gururla: Su, yemek ve ışık israfının kötü olduğunu öğretmiş. Işık israfı ne be? elektrik de bari. Para konusunda da tutumun değerine dair kafasında bi takım hayal meyal kavramlar oluşmuş minik zehranın ama daha 13.5 (13 değil, 14 değil, 13.5) yaşında olduğu için durumu net kavrayamamış olduğundan isyan bayrağını açmış. Bundan sonrası acıklı işte. Hülya Avşar Somali'deki trajediyi evde terör estirerek durduracak sanıyomuş. Yanında çalışanlara 'Evde bi şey bozulursa onu size yediririm' tehditi başka neden olabilir ki? Sanatçı duyarlılığı böyle bi şey işte değil mi? o diil de şöyle bi cümle var: çalışanlar onu en son çöpün içinde görmüşler!ah cannıııım, artıkları topluyor!E peki toplayıp ne yapacaksın?Somali'ye mi yollican, çalışanlara mı yedircen?hadi attın bari ayarlı, tutarli bilemedin maksatlı at!

Zehra artık 'hemen yiyip kalkacağım anneciğim' tadında küçük hanımefendi cümleleriyle masayı hemen terkediyor, çalışanlarsa artık avşarı görünce evde yollarını değiştiriyolarmış. Şimdi hülyacım, demişsin ya kızım 13.5 yaşında diye, heh, halk arasında biz bu yaşlardaki çocuklara 'ergen' deriz. Ne büyük ne küçük olan bu ergen kişiler yaşadıkları kimlik bunalımı nedeniyle dış dünyaya, özellikle annişko ve babişkolarına oldukça tepkili olurlar, iki dakka onlarla geçirmek istemezler. benden duymanı istemezdim ama kızın ergenlikte ve senle değil, arkadaşlarıyla vakit geçirmek istiyo. masadan hemen kalkma nedeni bu. tabii sen kızını büyütürken ışık tasarrufunu öğrettiğin gibi ergenlik tasarrufunu da öğrettiysen bilemem. Bu konudan tamamen alakasız başka bi yazının girişinde takribi 3 paragraf bundan bahsedip aydınlatırsan sevinirim. Çalışanların yol değiştirmesiyse tamamen güvenlik nedeniyle. Mazallah ağızlarına çürümüş bi karnabahar tıkıştırmayacağını nerden bilsinler..

dedim ya, yazıyı anlamak için ciddi çaba lazım. tüm çabalarıma rağmen şunu çözemedim: Annemi tanıyamıyorum. En komiği de yine evdekilere banyo yapma süresi veriyordu. Bu sabah da Somali’ye iki bin kişilik erzak göndermek için Kızılay’dan birileriyle konuşuyordu, buna çok sevindim.

en komiği ne?eskiden veriyodu da tutumluluk adına bu 50 derecelik cehennem sıcaklarında mı yasakladı?ya da yine tutumluluk adına, 'bundan sonra hepiniz aynı anda duşa gireceksiniz su tasarrufu için' falan mı dedi?ardından gelen - ve aslında yazının en başından beri beklenen bi an olduğundan olsa gerek- kızılayla konuştu yardım edecek cümlesini paylaşmanın heyecanından olacak, en komiğini yazmayı unutup bizi bu komikli şakalı olaydan mahrum etmiş. sabah sabah, 07:47'de yazı yayınlarsan böyle olur, uyku sersemi ne yazdığını bilmezsin. bari bi editör falan tut kendine o okusun yazdıklarını. olmadı yanında çalışanlardan birine okut, okumasının karşılığında tek başına duş yapar mesela o kişi. win-win!

Herkes Somali'ye yardım derdinde. umarım bunca çabanın birilerine hayrı vardır. Ünlüler, size lafım, bu ünsüzler bize çemkirip duruyo diye ağlıyosunuz ya, onun yerine ben bugun şu kadarlık yardım yaptım yazın. ama böyle vıcık vıcık gereksiz bi samimiyetsizlikle, umutsuzca bi şeyleri kanıtlamak için değil. Şu yazı şöyle olsaydı bakın ne kadar daha dürüst olurdu: Somali'de yaşanan krize çok üzülüyorum. Kızılay'ı aradım, 2000 kişilik yardım göndermek istiyorum. Bu kadar! hem yazı katliamı biter hem de gereksiz triplere girmezsiniz. hepimiz de anlarız ne yüce gönüllü ünlülersiniz. biri çıkar reklam yapıyo derse de reklamımı da yaparım yardımı mı da yaparım sana ne dersiniz. var yaaaa, ben ünlü olsaydım ne laflar sokardım haa, heeyytt!

kısaca hulyacım anladık sen deli değilsin. sen benim için makine mühendisisin. anlayana..

hülya avşarın yazısı (tavsiye etmem): http://www.acunn.com/yazar/hulya-avsar/ben-deli-degiliiiiiiim

bir de Somali durumuna daha gerçekçi yaklaşanlar var. daha dürüst. daha sert ama daha gerçek. Pınar Öğünç (Tavsiye ederim): http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&Date=10.08.2011&ArticleID=1059424


20 Ağustos 2011 Cumartesi

törkiş bekımlar


İngilizlerin medyatik çifti var da bizim yok diye üzüldüğümüz günler gerilerde kaldı artık!Her şeyiyle dünya liderliğine koşan süper güç ülkemiz bu konuda da dünya standarlarını hemen yakaladı ve biz ünsüzlere sabah akşam takipleyebileceğimiz medyatik bi çift sundu. Biri Badi Ekrem Arda Turan, diğeriyse Selena Sinem Kobal. Sanırsam Sinem Kobal Oscar'ı alsa da (ki şansı düşük, belki Ahududu Ödülü) Selena olarak hatırlanacak, zira küçük dimağlarda derin travmalar yaratarak bi fenomen oldu kendisi. Neyse konumuz o değil. Konumuz bu ikilinin artık bi çift olarak magazin gündemini doldurmaları. Adeta Deyvid ve Viktorya Bekımlar gibi fitbol ve san-at camiasini biraraya getiren sempati güzellerimizi son zamanlarda çok okudum gazetelerde. Paylaşmadan duramadım.

Efenim biliyosunuz ki Arda Turan İspanya'ya gitti, Atletico Madrid için dop koşturacak artık. Arı balı peteği Sinem Kobal da kah oraya gidecekmiş kah Istanbul'da işlerine bakacakmış falan fıstık. Benim daha çok tikkatımı çeken bu medyatik ikilinin yaşadığı magazincilik terörüdür dostlar. Bütün yazlarını Çeşme falan gibi kimseciklerin bilmediği, tenha sahil kasabalarında geçiren mütevazi çiftimizin peşini bırakmadı körolası magazinciler. Her attıkları adım olay oldu, denize bile ağız tadıyla giremedi zavallı Sinem 45 derecelik havada. Neyseki Zafer Çika arkadaşları hemen olaya müdahale etmiş ve Hulusi Kentmen gibi babacan bi tavırla özel talimat vermiş kapıya, çekmesinler genç bekımlar rahatsız demiş. Arda'nın nasıl isyan ettiğine bakalım:

Arda ve 'Çekmeyin la!' pozu. Sinem de ovv şets
pozunda ama yandan yandan çekiyolar mı diye kontrolde. Marakeşe gitmişsin, Aya yorginin en tiki plajına gitmişsin hala tırı vırı peşindesin Arda. Basın tribünü mü sandın sen burayı?Öyle mesajlı el kol haraketlerinin sadece maçlarda anlamı var, o da gol atarsan. Golünü at, sonra dön basın muhabirlerine çekmeyin lan! pozu ver. Böyle durup dururken bi anlamı olmuyo. Hem adamlar işlerini yapıyolar. Bak örnekle açıkliim: Sen gol atıyosun, ordaki uzay teleskopu gibi makineleriyle resim çeken adamlar da sana atma kardeşim gol mol diyo. Mantıklı mı?bence cevab veremedi. Ardacım, bikiniden rahatsız oluyosun galiba. Ama gönüllerin Viktoryası Sinem'in normalde giydiklerinde vücudunun ne kadarına nail oluyorsak, bikinide de o kadarını görüyoruz. Mesela senin hasretine dayanamayıp uçağa atlayıp ziyaretine gelirken giydiği şort, şu resimdeki bikinisi kadar. hemi de topuklu ayakkabılarla giymiş. aynı şey yani. o yüzden sen gönlünü ferah tut. Bi de sen poponun çatalına kadar indirmişsin şortu, ona laf yok da sinemciğin ilkokul talebesi kılıklı, etekli bikinisi mi proplem?Sorunun ıslaklıklaysa onu bilemem bak. Islak ficud seksiğ olabiliyo ivet.

Dedim ya Sinem kobal atlamış uçağa gitmiş. Arkadaşlar gerçekten merakımdan soruyorum, zengin olunca pasaportunuzun rengi yeşil mi oluyo?Bunlar nasıl atlayıp atlayıp gidiyo lan? hani schengen felan?Vize?vize randevüğsü?sabahın köründe sıraya girmeler? her çile biz ünsüzlere mi? Şikayetim yaradana..

Benim bu törkiş bekım hikayesinde en çok güldüğümse Arda'nın Türkiye'yi terk-i diyar eylerken Sinem'in balkondan 'uğurlarrr olsssuuunn!' diye -pet şişede- su dökmesi. Arkadaşım bin arabaya git havaalanına ne var çok mu zor?benim adapazarlı 60 yaşlarındaki anam babam bile ben bi yere giderken geliyolar uğurlamaya ne var yani?!bi de pet şişe ne be?koy bi bardağa?fakir misiniz?80 yaşındaki annanem de su döker ama insan gibi bardakta döker. paççozluğun ne anlamı var? bi de dramayı kesin allah aşkına:



Anne durumdan memnun da Sineme bakan sanır ki Arda, Truva Savaşına çıkıyo, döneceği meçhul..Yaaaa Sinem, gideydin sevgilinle, o kadar endişelenmezdin..Pet şişe de aksiyon halindeyken çıkmış resimde. Suyu döktükten sonra da kafasına atmışlar mıdır sizce şaka olsun diye? giderayak kafa kırmaca..3. şahıs kim hiç bi fikrim yok. Ama o da uzun saçlı olduğuna göre o da zengündür ve istediği an yurtdışına çıkabiliyodur.

Duydum ki Ispanyollar Sineme bayılmış, aman da bundan sonra ülkemizde yazıyla -bir-, rakamla -1- adet sarışın olacak diye çok sevinmişler. Ona orada oynayabileceği bi film/dizi ayarlayacaklarmış. Ben olsam çok utanırdım ha. düşünsenize sevgiliniz bi yere gitti diye size orda oyalanacağınız bir iş ayarlıyolar. Futbolcuların ailelerinin uyum sağlayabilmeleri açısından şartları düzeltmeye çalışıyolar onu bilirim de dizi ayarlamak ne lan?yok hacı derdim ispanyollara, ben kendim bulurum işimi, ne de olsa koltukaltlarım sizinki gibi kıllı değil bacak boyum da 2 metre (bunu sinem diyo tabi, ben 2 durum için de söz veremem)neyse canım, biz sinemin oyunculuğundan çok çektik, biraz da onlar çeksin. Meraklar içerisindeyim, arda oradaki magazincilere de çekmeyin la pozu verip 'no no. no foto no foto' dicek mi?

Yazımı bitirmeden sizlerle Arda ve Sinemin gs store için verdikleri pozu paylaşiyorum. Iyi bakın, bu hoyrat bakışları Deyvid'te göremezsiniz. Kıyafetler olsun, pozlar olsun, herşey 10 nomero, tıpkın Arda gibin..İyi seyirler.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

panpis kafasi

dun erol kose, bugun hilal cebeci fazla olacak evet. ama tutamadim kendimi dostlar..öncelikle, hilal cebecinin bi yerde yazarlik yaptigini biliyo muydunuz?ben bilmiyodum. o da köse yazari olmus. o yee. en son yazisinin adi "sokakta hanimefendi, yatakta fahise"
(http://www.medyafaresi.com/yazi/529/hilal-cebeci-disarida-hanimefendi-yatakta-fahise.html) yazinin girisinde de su yaziyor: "MEDYAFARESİ yazarı ve ünlü şarkıcı Hilal Cebeci toplumda kadınlara uygulanan çifte standart ve baskıları somut bir örnekle kaleme aldı."
haydaa atilla mayda diyerekten okumaya koyuldum yaziyi. merak ettim, kadinlara uygulanan cifte standart ve baskilara parmak basacak demek ki panpis hilal dedim. belki de memintolari fora etmesinin altinda kadini obje olarak kullanan halka bi gönderme vardi, sosyolojik bi deneydi hersey dedim. olur ya, ummadik tas yarar bas de mi. koyuldum okumaya. yazi zaten takribi 18 cumle, hemen hemen 3 dakikada okunuyo. gittigi bi "merkez"de bi kadin bi erkek varmis (merkeze gitmek ne lan?adapazari merkez gibi bisey mi?hic kullanildigini duymamistim merkez kelimesinin bu sekilde, neyse) statuleri iyi insanlarin toplastigi bu merkez/kafasina göre herkesteki kadin hanim mi hanim cici mi cici tatlis mi tatlis bal dök yala bi kisi. adam da evli barkli cocuklu falan (insan taniminda sifat olarak evli kullanmak..)neyse hilal cebeci bi sure gitmiyo merkeze, 2 yil sonra bi gidiyo ki adam bu hanim hanimcik kizla evleniyo!!sok sok sok flas flas flas!!

Megersek bu hanim hanimcik göruntusunun altinda evli barkli adami yoldan cikaran bi fahise varmis da hilal aydinlatmis olayi: Gördünüz mü? "Dışarıda hanımefendi, ama yatakta fahişe" dedikleri bu olsa gerekti.. bu nasil bi aymazlik yalebbim kanim dondu iki dakkada. tanimadigi bilmedigi insanlar hakkinda, hic bilmedigi olaylarla ilgili biri nasil da bu yorumu yapabiliyo. gerci olayin gercekliginden bile supheliyim. bu muhtesem kurgu, pampisin kadinlara cifte standarti irdeleyebilmesi icin yaratilmis olabilir pek nihayet. ama olayin geldigi nokta su: namuslu gozukup ev bark yikacagima hafifmesrep olup hafifmesreplik yaparim daha iyi (vallahi bu cikarim kendisinin..hafifmesrep olup ici disi bir olmayi tercih ettigini soylemis zira..) o be guzel yavrum, ah be kuzucum..sen ne ettin simdi ama?hangi cifte standart hangi baskinda bahsediyosun sen? kadini siniflandirmaktan vazgecin demissin, guzel demissin de sen ne yapmissin?zoraki ev kadinlari, mahcup gorunup orospu olan kadinlarla gotu basi ayri oynayanlar diye ayirmissin..hafifmesrepten korkmayin onlarin ici disi bir olur, ama yere bakandan korkun onlar evinizi dagatabilecek yatak orospularidir demissin..siniflandirmanin kralini yapmissin. seninki cifte standarti elestri degil, kadinlar uzerinden kendine pay cikarma. memeleri aciyorum ama saf iyi kizim, asil namuslu gorunenden korkucan mesaji vermeye calismissin sen.

hilal cebeci kadinlara yapilan baskiyi anlamis ama yanlis anlamis...kadin haklari diye bas bas bagirilmasinin nedeni memintolarin tombiktolugundan degil ki! calisma ozgurlugu, kendini ifade ozgurlugu, verilen emege gösterilen saygi..bunlar kadin haklarindan kasit. ne pozitif ayrimcilik lazim kadinlarin hakettikleri yere gelmesine ne, ne de baska bisey..firsat esitligi kadinlarin ihtiyaci olan. yoksa kimse ne memelerini acmanin pesinde, ne de muhtesem iffetli olmanin.

kadin haklari bu kadar ucuz degil.


14 Ağustos 2011 Pazar

bir insan turu olarak erol köse hayrani

evet sevgili okuyanlar,

bugun yine bir incelemeyle karsinizdayim. bi suredir yaptigim gözlemlere dayanarak yeni bi tur olarak aramizda dolanan erol köse hayranlarini masaya yatiriyorum. aslinda biraz daha bekleyerek daha derin incelemelerde bulunabilecegimi saniyodum ama erol köse hayrani (ekh) sadece belli bi derinlige kadar inebiliyo, o da cok derin degil. biraz uzunca bi yazi olmus simdi baktim, umarim dikkatiniz baska yöne kaymadan ilginizi yazida tutabilirim.

yaptigini "magazincilik" olarak tanimlayan, aslinda basbaya kocakari dedikoduculugu yapan erol köse (ek) son zamanlarin -maalesef- en cok konusulan magazin figuru. "haluk bilginer de zuhal olcayin agzini burnunu kiriyodu pansumani ben yapiyodum" aciklamasiyla özel hayata saygi-magazincilik sinirini darma duman eden ek, o gunden sonra icine giren magazincilik seytaniyla agzina geleni soylemeye basladi. sevdikleri dunya iyisi, sevmedikleriyse..onlarin hali fena..gorduk ki ek intikamini soguk yemeyi seviyor, yillar gecse de unutmuyor.

Okuduk, anladik. ek bambaska bi kafa yasiyo. cok seye sahit olmus, turlu pisliklere bulasmis, simdi pisliklerini saga sola bulastiriyo. isin ilginc yani bu degil. isin ilginc yani ek'yi begenenler. "sana hayranim", "seni kiskaniyolar","adamsin" diyenler var. iste bu ekh'lerin hepsinin bi takim ortak ozellikleri dikkatimi cekti. en carpici olanlar:

1. milliyetci: evet, ekh'ler oldukca milliyetci. her gun pkk'yi beraber lanetliyor, vatan bir butundur bolunemez naralari atiyorlar. "kurtlere özerklik verilebilir" diyen cem özerin sayfasini hep beraber basip elele turlu nefret suclarina imza atiyolar. bu blog kesinlikle politik degil. cem özerin hakli/haksiz oldugu isbu blogu ya da onun yazarini alakadar etmiyor. herkesin kendine göre fikirleri var ve cikolettayi ilgilendiren bu fikirlerin nasil paylasildigi. ek hedef gösteriyor, ekh'ler saldiriyor. vatan millet sakarya..fasislige giden yolda var gucleriyle kosuyorlar.
hadisenin belcikada vergi verdigi ortaya ciktiginda da hadiseyi pkk yandasi ilan edip belcikayadonhadise dediler. selulitli balina, tombulum, don gösteren kasar, obez ve niceleri. ek her ne kadar ben pkk yandasi demedim, dolayli yoldan pkkya yardimci oluyor bilsin istedim seklinde babacan bi aciklama yapsa da ok yaydan coktan cikti ve milliyetci ekh'ler "finanse ettigin o kursunlari yut" noktasina gelen nefretlerini paket halinde kendisine yolladilar. vergi kacakciliginin bi suc, teror orgutune yardim ve yataklik etmenin bambaska bi suc oldugu unutuldu gitti. birinden nefret etmek, ekh'ler icin arac degil amac oldugundan onlara farketmiyo. hedef nereye, nefret oraya.

2. homofobik: gayleri severim ama ibneleri asla gibi bi mottolari var ekh'lerin. erkeklige surulecek en ufak bi leke namus meselesi. bkz: askerligini yapmayan kenan dogulu etek giysin kenaniye olsundan (hafizam yaniltmiyosa baskasi icin de ayni benzetmeyi yapti-erkek degil/etek giysin. zeka yasi 10 hakareti), bulent ersoya "dönek"e kadar "erkekligin kitabina aykiri" maddeleri bulup siraladi, ekh'ler alkisladi. cunku erkek olmak, harbi olmak, dobra olmak demek. döneklik, yavsaklik bi kadinsi erkeklik özelligi, ve bu ekh'lerin en korktugu sey. kadinlar da dahil.

3.Kadinlar cogunlukta: artik ek onlari daha cok rt ettiginden midir, yoksa ekh'lerin cogunun gercekten kadin olmasindan midir bilinmez ekh'lerin buyuk kismi disi. seni kiskaniyolar doktooorr, bayiliyorum sana diye diye bi hal oldular. Allah askina suna bi bakiniz:


buna mi bayiliyorlar?eger cevap evet ise bu ekh kadinlari ile ilgili 2 sey anlatiyo: ilginc bi seks hayatlari var-yukardaki sekli seksi bulabiliyolar ya da dedikodu aski gözlerini kör etmis ve askin gozu kör oldugundan bayildiklari seyi gormuyolar. ayilana gazoz bayilana limon. ya da ikisi de. her ikisinde de durum insanlik icin korkutucu. ekh'lerin uremek icin herhangi bi ayirici tanilari olmadigindan herhangi biseyle ciftlesip cogalabilirler. bu durumda ureme ihtimalleri oldukca yuksek. bu da gelecek icin tehlike canlarini caliyor. belki de ek'nin dedigi gibi "mitoz bölunme"yle cogaliyolardir. o zaman durum daha da vahimlesiyor.

4. Seksist: ek'nin kadinlar uzerinden yaptigi asagilamalari tamamen normallestiren ekh kadinlari ile erkek turleri namusa cok onem veriyor. ama tabii ki namus uzerinden asagilan tek cins kadinlar. gulsen skandalinin tum faturasi "ismi lazim degil cakma sarisin"a kesilmis durumda. ajda pekkan'i yuva yikan kadin ilan edip "bu yasta hala ne yapicak erkegi" ortak fikrine varirken bol bol kullandi ek "yuva yikti ama halk onu affetmedi" cumlesini. halk gulseni affetmedi diyelim, seni neden affetsin ek?tabii ekh'ler tarafindan sorulmayan bi soru bu. cevabi yok.
son gunlerde de ivana sert uzerinden kadinlari asagiliyolar. ivana sertin sirp asilli olmasi nedeniyle kendisine fahise damgasi vuruldu bile. "dujj barabar" ivana diyorlar aralarinda. rus asilli hayat kadinlariyla özdeslesmis bu söylemi ivana icin kullaniyolar. neden cunku kocasini aldatmis. kocasi onu aldatmamis mi?ne önemi var ki?ortada suclanacak kadin var, gerisi önemli degil.bu durumda ekhleri seksist olarak adlandirabilirz. hi hi evet.

ekh kadinlari, erkeklerinden daha derin bi calisma konusu aslinda. kadini tacizden ceza yemis, her firsatta namusu bacak arasinda araya ataerkil ek'yi nasil bu kadar can-i gonulden destekliyolar daha cözemedim. cözersem paylasicam.

5. Hizmet asigi Ataturk cocuklari: ek asker cocugu oldugundan Ataturk'un emanetine var gucuyle sahip cikacakmis, ihtiyaci olan kudret damarlarindaki asil kanda mevcutmus. amaaaa hizmetlerini takdir ettigi akpye oy verebilirmis cunku adamlar calisiyomus.ekh'ler bu konuda biraz daha heterojen. akplisi de var ataturkcusu de. ama iki gurubunda ortak paydasi hizmet gonullusu akp de iyi, yurdumuzu kuran Ataturk de. vatan sevgileri herseyin ustunde oldugundan akpyi de sevebilirler Ataturk'u de.

6. dindar: ulkesine duskun oldugu kadar dinine de duskun bu gurup. peygambere ve Allah'a hakaret eden eksisozluk kapatildi diye ne de mutlu oldular. Sadece dedikodu yaptigi icin sevdikleri ek'yi dine sahip ciktigi icin yuceltiyolar. dedikodu dinen gunah miymis?ek tarikatinde dedikodunun adi "maskeleri dusuruyoruz" oldugundan sanirim, yaptiklarini gunahtan saymiyolar. hakaret, gunah alma, kul hakki yeme..yoo dostum yoo, dinime kufreden musluman olsa..

kisaca karsimizda erkek egemen, dindar-milliyetci, biraz turanci-bir turk dunyaya bedelci- cokca fasist, cokca seksist homofobik bi gurup var. tehlikeliler, ve buyuk ihtimalle isirirlar. karanlikta ekh gorurseniz gormemezlikten gelin ve yolunuza devam edin. hepimize iyi sanslar!

13 Ağustos 2011 Cumartesi

ünsüzlerden ünlülere basın bildirisi

sevgili ünlüler,

sizleri cok seviyor, basarilarinizi merakla takip ediyoruz. sadece basarilarinizi degil, basarisizliklarinizi, sevgililerinizi, eski sevgililerinizi, eski sevgililerinizin yeni sevgililerini, onlarin isini gucunu herseyi takipliyor, sular seller gibi beynimizin mustesna yerlerinde biriktiriyoruz. bunca sevgiye ilgiye karsilik sizden tek bi sey istiyo muyuz?paraniza ortak, yataginiza 3. olmak gibi taleplerde bulunuyo muyuz?yok. belki yolda gorunce bi bakiyoruz, bazilarimiz yanindakini dirsekle durtup ekekeke bak unlu diyo, bazilarimiz en fazla gelip melaba diyo. bu yani. sizlere derin bi sevgiyle bagli bizlere bunu da cok gormeyin!

yildiz cagri atiksoy'un biz normal insanlara sinirlendigi tweetlerini paylasmistim sizlerlen. zeynep beserlerin de metrodaki uzayli gormus masum koylu bakislarindan rahatsizligindan da dem vurmustum. bugun da levent uzumcu benzer bi aciklama yapti twitterda. melaba diyemeyeceginiz biz unlulere verip veristiriyosunuz didi. (http://twitter.com/#!/LeventUzumcu/status/102344359399264256) sonra da yine biz unsuzlere kizip ay yine yanlis anlasildim, nedir bu yanlis anlama hirsiniz dedi. bu unluler vs. unsuzler olayindan son kez nasiplenecegimden yapiyorum bu aciklamayi. belli ki sevgili unlulerimiz kendilerini biz unsuzlerden her zaman daha ayri konumlandiracaklar.

sevgili ünlüler, biz sizlere twitter ciktigindan beri veristirmiyoruz. biz, televizya dunyasi evlerimize bu denli girdiginden beri, hatta radyolu zamanlarda sesinizi dinlemeye basladigimizdan beri verip veristiriyoruz sizlere. acisiyla tatlisiyla...hatta bazilarimizin dediklerini duysaniz yureginize evlat acisi gibi iner, iki gun evden cikmak istemezsiniz, o derece acimasiz olabiliyoruz. Öluyosunuz, arkanizdan ne uyusturucu bagimliliginiz kaliyo, ne basarisizliginiz, ne rezilliginiz. öluye bile saygimizi kaybedebiliyoruz yani. Twitter geldi, siz anca bunun farkina varabildiniz. Twitter olmadigi zamanlarda herkeşleri size asik saniyomussunuz belli. lisenin en populer kizi oldugunuzu hayal ediyomussunuz. size yolda bakan herkesin size melaba demek isteyen bi fan oldugunu zannediyomussunuz. no man, no. yanilmissin adamim. seveniniz de var sevmeyeniniz de. twitterda gaz alip size saldirmiyo unsuzler, siz twitterda sevilmeyebilitenizi gorup gazi alip saldirabiliyosunuz biz unsuzlere. twitter unluleru unsuzlerin platformuna tasidi, hadi iyisiniz fakirler diye dusunuyosaniz size puanim 0 kanka. zira artik siz unsuzlerin platformundasiniz. velkam tu aur vörld. seveniniz de var sevmeyeniniz de burda. size meraba demeyi birakin, ölmek uzere olsaniz bi bardak su vermeyecek kadar nefret edeniniz bile var burda. neden bu hiddet derseniz it is the fitbil, dats di fitbil..şov bizinıs. o yuzden artik envai cesitteki kafalarinizi popiskolarinizdan cikarin ve ayh kahrolsun su unsuzler travmanizdan cikin. sizi seviyoruz ama o kadar da degil.


7 Ağustos 2011 Pazar

hanim kos, ozturklere rakip var

gecenlerde yazmistim bilge-berna ozturk kardeslerin ekstrem sporlar merakini ve biz "olimpiyatlarda basarimiz yok" diye hayiflanan turk insanini nasil da rahatlatacaklarini..kucukluklerinde voleybol, basketbol ve özellikle hentbol gibi uç sporlara merakli olan kiz kardesler zaten bebeklerle hic oynamadiklarindan olsa gerek, cilgin birer birey olup kiteboardinge baslamislar, milli sporculuga kadar yukselmisler. iyiki arabalariyla oynamislar kucukken, alimallah es kaza barbilerle felan oynasalardi su an sen ben gibi cok sıkıcı, cok siradan insanlar, pardon, kadinlar olabilirlerdi.

gelin gorun ki "erkek gibiyim" modasi kadinlar arasinda hic bitmeyecek gibi gozukuyo. bugun de gazetede zeynep beserlerin bi roportajini okudum. baslik su "Nazik gorunsem de macta kufrederim" (http://magazin.milliyet.com.tr/-nazik-kadin-gibi-gorunsem-de-macta-kufrederim-/magazin/magazindetay/07.08.2011/1423798/default.htm) Anam babam yapmayin iste sunu..noldu simdi kufrettigini biliyoruz da cok mu cool oldun?kufretmek matah bisey mi?hepimiz kufrediyoruz da bundan gurur duymak neden anlamadim. ben de boyleydim ama yasim 13tu o zaman. kufur ettigini beyan eden kadinin aklindan ne geciyodur acaba?dunyanin en nazik kadini gibi gozuktugunu dusunuyosan ve bundan rahatsizsan "gorundugum kadar da nazik degilim" dersin biter. demek ki bi kendini "gosterme", biseyleri "kanitlama" cabasinda. ama neyi?bi gunde bi erkegin cikip "kucukken hic arabayla oynamamisim, hep bebeklerle oynardim" dedigini duymadim. böyle bisey varsa da erkekler saklar heralde. ama kadinlarimiz cok mutlu ve gururlu "hemcinsleri" gibi olmadigina. "erkek"ler gibi futbol oynayip oralarini buralarini kirmalarina..bi kere durust olalim, kadin futbolu cok sıkıcı bisey. dunya sampiyonasi vardi bu yil, zeynep beserler takip etmis midir bilmem, iki dakka izlemeye tahammul edemiyo insan. pas donduremiyolar, taktik yok, fiziki gucleri yetersiz. iki kere topa vuruyolar 3. de top diger takima geciyo falan. o yuzden zeynepcim, aynali tahirim, bil ki senle futbol oynayan arkadaslarin senin kadar zevk almamis, gurur duymamistir bu durumdan. buyuk ihtimalle seni fasulyeden saymis, yaptigin faulleri gormezden gelmis, seni dusurup canini yakmamak icin ikili mucadeleye bile girmemislerdir. o yuzden cok da boburlenmeni gerektiren bi durum yok ortada.

Kotu bi ogrenci, sosyal bi genc oldugunu belirtmissin. Iyi bi ogrenci, sosyal bi genc oldugun zaman konusalim. hepimiz iyi kotu ogrenci olduk. cogumuz kotu ogrenci olmusuzdur, daha kolaydir cunku. bi bok yapmiyosun kotu ogrenci olmak icin. iyi ogrenci olan bi cok gencimiz de sosyal hayatlarindan feragat ederek o gunlere gelmislerdir. o yuzden orijinal olan ikisi birden olabilmek. futbol oynayan kiz cocugu oldugun durumdaki gibi, yine boburlenecek bi durumun yok. aramizdan birisin, ortadirek sabansin. altini cizecek bi durum, bi alex degilsin.

cocuk istiyomussun, o yuzden evlenecekmissin. aman sakin evlenince "asil olay evlilik, evli olmak cok guzel bunca yil bosuna kacmisim"cilardan olma. bi de "cok cocuk istiyorum o yuzden evlenicem" derken, tek cocuk isteseydin evlenmicek miydin, yoksa cocuk cok istiyosun onu mu demek istedin. hehehe, dilbilgisi dersli cin saka ettim sana, hadi iyisin.

en sinir oldugun sey metroya bindiginde insanlarin "ne isi var bunun burda" bakisiymis. unlu olmak nasil bi kafa lan?misal burnunda sumuk var, insanlar ona bakiyo, senin aklindan da"ayyhh yine unluyum diye bana cekememezlik bakisi atiyolar, cok sinir oluyorum" diye geciyo. ilginc bi afyon unluluk. osuruktan nem kapmak gibi bisey. sen bin metrona "zeynel"im, metro yolculugu maksimum yarim saat. takarsin dev gozluk, kimseyle gozgoze gelmezsin. ben bile arada yapiyorum yani.

hee, neden dedim ozturklere rakip var diye, gelelim ona. ozturk kardesler kadar erkek olan zeynep beserler de klasik spor sevmiyormus da ondan. o da baska bi su sporu olan yelken meraklisiymis. bakarsiniz o da kiteboardinge gecer ozturkler. hem boardlarinizi, hem de oyuncak arabalarinizi yaristirir, kim alfabeyi gegirerek soyleyecek yarisi yaparsiniz fena mi olur?belki ozturklerden sevgilisi board yapan olan sana ustunde "hay ben senin ta amina koyyim orosbu cocuu ruzkar" gibi tribunvari ya da efendime soyliim "esme lan yarraaamin ruzgari deli deli" gibi sarkili-romantikli bi yazi olan board hediye eder. ya da sen sec ustune yazilacak kufuru, sen daha iyisini bilirsin netekim. öpuyorum gözlerinden.


5 Ağustos 2011 Cuma

telefonunuzu bekliyorum.


bi suredir yazicam yazicam isten gucten yazamadim. gunumuzun konusu berna-bilge ozturk kardesler ve turk sporunu kalkindirmalari.






http://www.milliyet.com.tr/-olimpiyat-basarimiz-yok-klisesini-yikacagim-/cumartesi/haberdetayarsiv/23.07.2011/1417689/default.htm

öncelikle belirteyim, spora katkida bulunan, basarilar kazanan herkeşleri tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Ozturk kardesler de kiteboardinge baslamislar, hatta milli sporcu bile olmuslar. berna hawaiide gormus cok begenmis, bi telefon ablalarina, cat!al sana milli sporculuk, al sana yeni sevgili, alsana bambaska bi hayat. bana neden hic oyle telefonlar gelmiyo lan?benim de ablalarim var. arasaniza olm!bekliyorum ha. mesaj da atabilirsiniz. olmadi caldirin ben sizi geri ararim.

Dedim ya, milli sporcu olmuslar, kendilerine amac edinmisler (nihayet?) ama güzel kardeslerim, canim arkadaslarim, ben artik bu "hep erkek gibiydim", "hep marjinaldim" kadinlarini kafa kafaya tokusturup bi ucurtmaya baglayip ulkeden, hatta mumkunse gunes sistemimizden cok cok uzak bi galaksiye yollamak istiyorum.

sevgili kadinlar, artik birakin bu "ben kucukken hic bebekle oynamazmisim, arabalarim, kamyonlarim varmis" triplerini. ne yani, kamyonun vardi da agir arac soforu mu oldun? alt tarafi halinin kenarlarini takip ederek vin viinnnnn diye surtturdun arabayi yere.."spor salonunun ortasinda babamla guresirdik" demisler. ailece spor salonuna gitmenize mi sasmali, yoksa spor salonuna guresmek icin gitmenize mi bilemedim. ata sporumuz oldugundan, her turk kucuklugunde az cok babasiyla, bilemedin abla/abi/kardes ile hadi o yoksa arkadasiyla guresmistir zaten. unutmadan ekstrem spor olarak bkz: hentbol, voleybol ve basketbol..macera dolu amerika..

bana arkadasini soyle sana kim oldugunu soyliim lafi kimileri icin bana sevgilini soyle sana tarzini soyliime donuyo. ozturk kardesleri kutlarim ama, turkiyenin -buyuk ihtimalle- var olan iki adet, hemi de ortak, kiteboard hocasini bulup hemen aralarinda basgoz etmisler. yetmemis, kendileri de egitmen olmus. 4lu takiliyolar ama bu islerini cok etkilemiyomus cunku bilgeden dinleyelim "Zaten ben de Berna da işlerimiz yüzünden sık sık seyahat ediyoruz. Hep orada değiliz." Ustam, hocam, catal karam cingenem, siz ne is ile mesgulsunuz kuuuuzum?? tarkanli yillarindan bildigimiz kadariynan avkatsin ama hakkaten davan var mi meraklar icerisindeyim. avukatli yapiyosan uzmanlik alanin ne mesela?ceza kanunu, medeni kanun? Minik bernam kusura kalmasin, ablasinin tarkanli yillarinda da kendisi zaten tirto islerle ugrasiyodu, o hala devam ediyo heralde dicej falan..ama bu Hawaiide tatildeydim sonra turkiyeye dondum heeeemmmmen bu ise soyundum rahatligi bana cok koyuyo hacim. benim ablalarim tatil cikti mi di arasiriz "deniz cok guzel la, butun gun yuzuyorum, köz misir yidim suyu da icince circir olmusum" gibi muhabbetler edip telefonu kapiyoruz. bi kere parasailing yaptiydik onda da bi ablama sizofren hoca denk gelmis, ablam da psikiyatrist, havada ilac milac konusmuslar. bize hic "vvooaaavv oo meeeaaann, cok iyi is yaa hemen buraya geliyosun ve kendimizi buna adiyoruz" gazi gelmedi. kalles dunya.

olimpiyat basarimiz yok klisesini kirircaklarmis ya, ben de olimpiyat basarimiz yok klisiseni kirma klisesini kirmak istiyorum. ne yapacauk?bi de olimpiyat basarimiz yok degil yani, halter, gures, tekvando son yillarda atletizm, biseyler yapiyoruz. hee kiteboardda basarimiz yok derseniz yolunuz acik olsun basarilar dilerim. simdiden biseyler yapmissiniz zaten ne guzel. böyle koklu bi sporda basarilara imza atmak göz yasartici. saka lan saka, spora saygimiz sonsuz. hele kiteboard gibi ucuz, halka inmis bi sporu desteklemeyeceuk da ne edeceuk. baksana al pikinini cik yap. 3 gunluk ders 600-700 lira, board almak istersen, ki birinin sevgilisi elceezleriynen board yapiyomus, 1000-2000 yyyyuuuuro..elimizin kiri halk olarak.

ucuz oldugu kadar saglikli bi spormus da..vucudunuzda bilmediginiz kaslar neyin calisiyomus. bilge vucut calistiranlar gibi olmus. resimde de gordugunuz gibi, adete bir arnold efendime soyliyeyim bi van damme olmus kendisi. umut sarikaya'dan posetle eve gidene kadar vucut calisan adami hediye ediyorum "kokos" bilgeye (valla kendi demis kokusum diye, benle alagasi yok) kokos diye leoparli board yapmis adam buna, bernaya da davsanli yapmis. icimdeki davsan sevgisi bambaska.

"Babalarıyla karate yaparak, yazları köyde traktör sürerek büyüyen iki 'erkek Fatma' "ya burdan basarilar diliyor, kliselerle dolu-sevgili bazli hayatlarinda mutluluklar diliyorum efenim.




25 Temmuz 2011 Pazartesi

sanatcinin ölümü

Sait Faik'in "balikcinin ölümü" hikayesini bilir misiniz?ölumu kabullenisin öykusudur. sonunu bilen balikcinin -insanin- sessiz kabul edisidir. 23 Temmuz 2011, cumartesi gunu ölen Amy winehouse bana bu hikayeyi animsatti. Bircoklari "böyle olacagi belliydi" dedi, Amy winehouse da böyle olacagini biliyodu belki kim bilir, "bu dunya kime kalmis ki bi balikciya kalsin, dedi. Gözlerini kapadi. Elbette bir daha acmamak uzere"

Bi gun oncesinde Norvec'te yasanan, 90'dan fazla kisinin ölmesiyle sonuclanan katliamin hemen ardindan yasanan bu "tukenis" icin gösterilen tepkiler bazilarina "fazla" geldi. öyle ya, dunyada hergun binbir felaket sonucu binbir masum öluyo kimse bisey demiyo da Londra'da sesi guzel bi unlu kendini uyusturucu manyagi yapip gencecik yasinda curuyup gitti diye millet ayaga kalkiyo. "gorseler tanimayacaklari" bi kisi icin, "dinleyenlerine saygisi olmayan" bi sarkici icin ne agitlar, ne tantanalar. Dunya ne acimasiz, ne soguk bi yer aslinda. eline tufek almis bi hayvan size rastgele ates acip oldurebilir, ya da ne biliim, koyunlari otlatmaya cikan kucuk bi kiz ailesine paramparca donebilir falan. böyle bi dunya. bu dunyayi biraz olsun guzellestiren biseyler yok mu?insanin icine dokunan?kotu anini senlendiren?ya da bi anda gozyaslarina bogan?var. neyseki var. sanatcilar. tek kelimeleriyle sizi teselli edebilen, tek sarkilariyla gonlunuze dokunabilen sanatcilar. Iste Amy winehouse da zamanimizin "efsane"sayilabilecek sanatcilarindan biriydi. sesiyle bicoklarinin icinden soylediklerini seslendirdi, hatta bazi durumlarda haykirarak aglamak istediklerimizi o sarkilariyla agladi. daha ölmeden, kanli canli haliyle bicoklarinin hayatlarina girdi. bu cumartesi cekip gittiginde de acilarimizi doldurdugu sesi sustu, kalplerimiz buruldu.

sanatcilar olunce bi tanidigini kaybetmis gibi uzulur insan. sanatciligin ruhu en cok besleyen yani budur, tanimadiklarina dokunmak. her gun acimasizca katledilen onca insani anca kurban olduklarinda hatirlayabilirken, dunyanin bi ucundaki sanatciyi daha ölmeden, cani icindeyken taniriz. sanatcilar daha degerlidir demiyorum, asla. kimse kimseden daha ustun degil, kimsenin cani digerinden tatli degil. ama dedim ya, birini hayatimiza sokunca, yoklugu daha bi acitir.

dunyada olup bitene daha duyarsiz kilmaz bizi "unlu" birinin olumune uzulmek, bunu paylasmak. ama bi sanatcinin olumu kimilerini derinden etkilerken kimilerini cok katilastirabiliyo. insanlar, "unlu"ler olunce daha bi acimasizlasabiliyo. defne joy foster ölunce dikkatimi cekmisti. "bebegini bizim kadar dusunmemis demek ki" diyen kendini bilmezlerin, "su testisi su yolunda kirildi" diyen aymazlarin, ahlak polislerinin hepsi toplanip yitip gitmis bi anne icin bok atma yarisina girmis olduklarini icim aciyarak takip etmistim. "ben ona rahmet okumam" demisti bazi muslumanlar. etme!allah rizasi icin, sen etme!senin rahmetin eksik kalsin!mandaval...gerci testi olayi amy icin de kullanildi. testi kadar tas dussun basiniza, ne diim..neyse, "uyusturucu kullanmasaydi, kendi kendini öldurdu" diyenler gordum amy arkasindan. gazetede X kisisinin 27 yasinda uyusturucu tacirlerinin kurbani oldugu yazsa "beter olsun köpek" demez kimse heralde. 27 yasinda bi insanin olumu nereden baksaniz aciklidir zira. ama bunu yapan unlu olunca yuhalamak daha kolaylasiyo. o kadar zengin aq hayat ona guzel, demek uzaktan davulun sesi gibi, billur gibi. kimsenin hayatini nasil yasadigi bize dusmez. nasil bitirdigini sorgulamak da bize dusmez. "Ama öldu efendim" dedigimizde "onu ben bilmem" demek nasil tas kalplilikse, uyusturucudan olmus diyince, ölmeseymis kullanmasaymis demek de o kadar tas kalplilik. uyusturucudan ölunce daha az ölmuyo ki insan!öldun mu. öluyosun. bu kadar.

Amy winehouse öldu. sarkilari yasayacak. birakin insanlar ölumune uzulmek istiyosa uzulsun. bunu paylasmak istiyosa paylassin. "ama dunyada hergun neler oluyo, onlara da uzulun"culer, herkesin akli herseye eriyo merak etmeyin. biz gormedigimiz, saygisiz sarkicinin arkasindan uzuluyoruz diye, daha az acimiyo canimiz "daha önemli" kayiplara. gözlerimiz kör, kulaklarimiz sagir degil. hayatimiza dokunmus birini kaybettik, acimiz ondan.

imam sormayacak ya arkasindan "nasil bilirdiniz" diye, ben yine de "iyi bilirdik" demek istiyorum. Hakkimi helal ediyo muyum, helal olsun.

21 Temmuz 2011 Perşembe

ben mahlukatim beyim!

twitterin son zamanlardaki en hizli klavye kullanicisi dr.erol köse'ye rakip geliyor. Seyhan soylu, nam-i diger Sisi kendisini "PC duellosu"na cagirdi. Erol köseyse ne hikmetse iki aksamdir bu teklifi turlu katakullilerle bertaraf etti. buradan ekmek cikar mi gorucez. once bi erol köseye deginelim.

Erol kose gunlerdir, "32000'i astik, yikiliyoruz, 35000 olduk hem de resimsiz superiz, 40000i astik, alfonso limonata getir" deyip deyip duruyor. vay anasini dedim, adam 40000 kisi topladi demek!bi yandan gulsene bok atiyo, bi yandan hulya avsara. bulent ersoya dönme, kenan doguluya etek giysin o korkak kenaniye diyo. sarkisinin tutmadigini soyledigi "cakma sarisin" gulsenin 106ooo, bitti artik o dedigi hulya avsarin 160000 takipcisi var. bulent ersoyun bi hesabi yok, ama olsa buyuk ihtimalle kendini takip etmeyen tum twitter kullanicilarini altin mikrofonuyla tehdit edeceginden, bazilari korkularindan bazilariysa yillarin divasini merak eylediklerinden, eminim ki, yuksek bi takipci sayisina ulasacaktir. e erol kose, sen 40000le anca eksisozlugu kapatirsin, endoplazmik limbic viral hatlardan, karincali yayin yaparsin. internetin karincali oldugu bi ortam. o-la-la. zeki muren de bizi görecek ekrandan artik!bi de kendisini "MÜZİK YAPIMCISI-PRODÜKTÖR-MAGAZİN SEVER-AYAR VEREN MÜZİK OTORİTESİ-TIP DOKTORU-CESUR ADAM" olarak tanimlamis. vah ki vah. birileri lutfen cikip insanlara hakaret etmenin ayar vermek olmadigini anlatabilir mi??ya da yillar önce olanlarin simdi ballandira ballandira anlatilip maskeleri indiriyoruz beyleeeerr diye yavsakca yaklasimin, sadece ve sadece gundeme tutunmak icin adilesmek oldugunu?bunu alkislayan, buyuk adamsin erol abi, agzini opeyim yavsakligindaki insanlara, özellikle kadinlara sozum: beter olun. gercekten. erol kosenin bugune kadar ne hayrini gordunuz, ne mertligini gordunuz de buyuk adam ilan ettiniz? bu adami begenen kadinlarin boyle kocalari olsun 2 gune bosarlar. hic romantik degilsinden, beni aldatiyosuna, cok kabasindan yalancisina uzanan uzun bi listeyle biktirirlar adami.

Sanat camiasindaki herkes birbirinin kirlilerini biliyodur, hic bi sey gizli kalmaz. bundan ekmek yemekse erol kosenin kismetiymis. memintolari acan hilal cebeci kesinlikle daha samimi, daha temiz, daha ahlakli bi sekilde yukseliyo sanalda. erol kose 2 meme etmez.

sisi ise yeni cikti piyasaya. ben bulari yazarken erol kose tabii ki tenezzul etmicem boyle bi seye beyani verdi. ama onun da dosyasini hazirliyomus. bakalim.bu arada sisinin de yazi tarzi bilek hizasini gecmez. delikanliligin kitabini yaziyor bastan. kendisi ne darbe planlayan apoletli pasalardanmis ne de asker sehit eden pkklilardan..vay anam vay. sen neymissin be sisi. arkadaslar bu sanat dunyasi nasil bi yer lan?sanatci degil mi olm bunlar, boyle insanlik icin, baris icin calsin sazlar falan gibi bi ortam degil mi yani?erol köse uzanlarla isbirlikten yargilandi, sisi ergenekondan ifade vermis..napiyosunuz olm siz, sarki falan yapsaniza?!bi de sunu anlayabilen varsa bi zahmet tercume:
Hatta cumhurbaşkanlarıda hata yapabilir, zamparalık yapabilir , gülebilir WC yapar oda İNSAN yani İslam unutma BEN MAHLUKATIM Beyim !!!!
(http://twitter.com/#!/TwitSiSi/status/94154693890162689)

hepimiz mahlukatiz..

ov seetts, su anki update sonucu gordum ki sisi, bir twitter fenomeni olan butgulluma ana avrat duz gitmis okuyanlar. "ne diyon PC İbnesi sen ne diyorsun yvşk kimin g.t blok sokuyon anasını sknin yvş ğı sen nerden çıktın sen kimsin lan ki"den tutun "Şerfesiz yavşak İnternet sitesi açarak rant sağlamk isteyen ucuz GAY aslında gerçekte İBNESİN ama trans rölü oynayp ruhunumu tatmin ediyon"a kadar genis bi yelpazede saydirmis sisi. ben bu ibne/gay farkini anlayamiyorum. ikisi de ayni degil mi?kadin da erkek de gay olabilir, ibne de erkek gaydir yanlis miyim?simdi ibne olmanin kotu bisey oldugunu mu ima etmis sisi?ama kendisi transseksuel degil mi?kendisinden nefret eden radikal dincilerden farki kaldi mi bunu diyerek?ah celiski ah..hatta celikten:ah celiski aahh ah celiski ahh, boyle yaman celiskkiii ahh(yaman sevda melodisiyle okuyunuz)

o diil de sisi'den özur geldi, böyle özur olur mu: Düzeltiyorum 'e biraz önce ÇAKTIM ya İncinmiş Kız aslında bana yazmamış Ulan hep senin yüzünden bak kızıda üzdük :)

(http://twitter.com/#!/TwitSiSi/status/94172370885017600)

ulan özurunuzde bile meymenet yok. insan gibi hata bile kabul edemeyen, insanliktan bu kadar uzak insanlarin insanlarla nasil iletisime girip de is kurduklarina sasiyorum.

neyse, cikoletta twitterdan bildirdi.