Dalaman'dan Fethiye'ye gitmek için pindiğimiz araçta radyö açıktı. Şarkılar hep tanıdık!Sanki hepiciği çikomüzikten alınmışçasına, arka arkaya çalıyolar!Kendimi kral top 10 gibi hissedip yersiz bi gurur duydum. sonra çıkaramadığım bi şarkı çalmaya başladı şaşırdım, kiminmiş diye pür dikkat kesildim. 'Canım aşkıııaaammm' kısmını duyunca anladım ki Bengü. Şarkıyı baştan sona neden dinleyemediğimi bir kez daha hatırladım. Sonra dalmışım, son durağa kadar şarkı markı duymadım.
Gittiğimiz yerde çevremiz adeta ruslar, incilizler ve lübnanlılarlan sarılmıştı. Hadi rusları incilizleri duyduk da lübnanlılar ne alaka yahu?arab baharından dolayı mı geldiler ki acep?yine tüm arabesklikleriyle, neredeyse bülent ersoyla yarışacak bi gösterişi kendilerine özgü bi avamlıkla harmanlayıp nargilelerini tüttürüyorlardı.
Fethiye'den sonra Istanbul'a geçtim. Geçtim ki ne göreyim!?tüm çocukluk arkadaşlarım birer ikişer yüzüklenmişler!önce bana teklif geldi, önce ben nişanlandım hararetinde -tatlı- bi rekabet de söz konusu!düğündü dernekti derken bi yılı bulur bunların vuslata varması. o zamana kadar yeni gelinler katılır mı yarışa bilmem de benim katılmayacağım gün gibi aşikar olduğundan işin sadece düğün açık büfe mi, alkol var mı/var ise sınırsız mı kısmındayım. napiim şekerim, bu da benim kutlama tarzım!
Ben yiyeceğim düğün pastalarının, içeceğim kuru pasta aromalı limonataların hayaliyle uykuya dalınca bi gaz sancısıymışçasına acı dolu röyalar gördüm efem. Ibrahim tatlısesi gördüm rüyamda. Iyileşmişti ama tipi bi acaipti. çevresindekiler 'ağır bi şey atlattı kolay değil' deyip duruyolardı, ben de sanki imparatoru daha önceden tanıyormuşçasına 'he hee tabi canım çok haklısınız' diye hak verdim herkeslere. Saba uyandım, hayırlara vesile olur inşallah dedim, pek muhterem Onur arkadaşımlan beşiktaşta kahvaltı (eski komşularımın deyişiyle kavaltı) etmek adına buluştum (gölgelerin gücü adına gibi oldu bu, neyse) Bu Onur arkadaşım, sanki 2 ay önce ayağını kırıp alçılarda cefa çeken ben değilmişim gibi beni dağlara tepelere vurdu Yıldız parkında ordan oraya tırmandırttı. bi yandan da 'açılır ayağın açılır' diyodu ben mızmızlandıkça. en sonunda, kan ter içinde oturduk kavaltı için. Röyamı anlattım, senin kıçın açıkta kalmış dedi (aslında demedi, ne dediğini unuttum, yorum yapmamış bile olabilir)Akşamına mesac bundan, ibo evlenmiş diye!meğer ben limonatalar rosto/püreler arasında ibonun evlendiği haberine nail olmuşum da habarım yok. millet sayısalın şanslı rakkkamlarını görür, bana da bu kısmet oldu. hiç bir işime yaramayacak bu bilgiyle gazetelere baktım. Perihanından, Asenasına, Idosundan deryasına hatta dansöz didem (o da estetik manyağı olmuş çok fena olmuş) herkeşler yorum yapıyo. Hatta derya hızını alamamış olacak ki, açıkça adi pislikler diyemediğinden, 'bu ayşegüllen perihanın yakınlığı ne ayol, ne abla-kardeşi?öyleyse ensest bunlar' gibi halüsınans..halüsyonk..halüsününü..öhöm-hayali tanımlamalarda bulunmuş (açıklama için yutübe gidiniz tansu çiller halüsinasyon yazınız) Bi de sitem etmiş:onlar evleniyo herkes derya tuna ne dedi peşinde. ne derya tunaymışım?!? Hemen cevap vereyim: Ibrahim tatlisesle evlenemeden 20 yıl boyunca yaşayan, çocuğunun babası, eski sevgilisi derya tunasın!sanki dış kapının dış mandalısın!bana sorsalar, durmadan benim yorumumu isteseler derim ben de 'ne çikolettaymışım lan, alakam yok herkes benim açıklamamı merak ediyo' sonra da fethiye yolunda çalan çikomüzük listesinden duyduğum yersiz gururu hissederdim. heralde sana soracaklar. adamın pekmezi beyninden aktığı daha bi yıl olmamış, üstüne senin hastanede 'bu fahişenin burda ne işi var çıkarın bunu' diye bağırdığın kadınla evlenmiş e heralde sana soracaklar!bi de bunlar çocuk yaparlarsa idoynan sen o zaman üzül deryacım. boşu boşunaa ah boşu boşunaaaaa..
Baktım düğün dernek hikayeleri gırla hemen döndüm memleketime. yine işime gücüme sarıldım. aklıma düştü en son eylül başı yazdığım. bi anda uğradığım magazinsel/dedikodusal saldırı bende başlarına yorum yapacak hal bırakmadı derken iboyla bağladık ünsüz hayatı. o da evliler sürüsüne katıldı artık. gökten 3 elma düştü, biri Perihan'a, biri Asena'ya diğeri de Derya'ya (derya, ido, pay edin annem, gökten elma düşürma hakkımız bu kadar..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder