21 Kasım 2016 Pazartesi

Baba

Elleri hep sıcacıktır babamın. Pembe pembedir ayaları hep. O koca adamın kedi patisi gibi ponçik elleri vardır. Babaya ponçik denir mi hiç değil mi, ayıp bana. Babam yıllar içinde çok ponçik oldu ama. ben küçükken, hele ablamlar genç birer ergenken çok otoriterdi babam. Adam haklı, muhafazakar bir ilde 4 kız çocuğu büyütmek kolay değildi. Annemle babamınki çocuk "büyütmek"ten çok daha fazlasıydı zaten. ilmek ilmek işlediler bizi, oya gibi özendiler. yemediler yedirdiler. en güzellerini bize aldılar, giydirdiler. en iyi okullarda en iyi şartlarda okuttular. akşam dışarı çıkmamıza izin vermediler, okul gezilerine katılmamıza da izin vermediler, biraz kapalı büyüdük doğru. bugün en küçüğü 31 yaşında olan 4 kadın, o yüzdendir ki evsever olduk. evimizin konforunu her yerde arar olduk. sıcak battaniyelerimize sarılarak içtiğimiz bir bardak sıcak çay bizim için her çaycının çayından lezzetli oldu. sonuç çok da kötü olmadı anlayacağınız.

Küçükken babama sarılıp kalp atışını dinlerdim. kalbin atıyo derdim. aman kızım, atmazsa büyük sorun derdi. bize en büyük öğüdü: sakın ölmeyin!dir. ölmeyin, çünkü onun dışında her şeyin çaresini buluruz.

hepimizin bir gün öleceği bir kurguda imkansız olsa da aklımıza kazıdık biz bunu. ölemeyiz. ama baba, sen de ölme e mi? kafamı göğsüne koyduğumda duyayım kalbinin sesini. ellerin hep pembe, hep sıcak olsun olur mu. başka türlüsü..başka türlüsü için hazır değilim.